Bir önceki menüye geri dönmek için buraya tıklayın! MİMARCA


BODRUM


Tarih boyunca Ege’de, gökyüzü ve denizin mavisi mutluluğun, zeytin ağaçları bereket ve barışın, serviler ise sessizliğin ve huzurun simgesi olmuştur… Bugün Bodrum bu simgeleri hala üzerinde taşıyabilen Ege’nin incisi durumundadır. Aynı zamanda Bodrum; bir tatil kasabasından beklenen tüm unsurları içinde barındırabilen ve yaz - kış yaşanan şehir olanaklarını da sunabilen özelliktedir… Her zevke hitap edebilecek, farklı anlayışları ve talepleri bir arada karşılamaya hazır bir şekilde beklemektedir. Aynı sıcaklığı üzerinde taşımaya devam ederek, yeni çağa da ayak uydurabilme özelliğini üzerinde taşıyabilmek bir kent için çok enderdir. Bu sebeptendir ki Bodrum hala Ege’nin incisi olarak parıldamaya devam etmektedir.
 

2000’li yıllara gelindiğinde, romantik sahil kasabası Bodrum, artık doğal dokusunu koruyan bir kent oldu. Bodrum’a gelenler büyük şehirlerde buldukları her şeyi Bodrum’da da bulur oldular. Her yerin kendine özgü bir yeteneği vardır. Bodrum’un yeteneğini ise, bu gelişmeyi taşıyabilme olarak tanımlayabiliriz. Çünkü Bodrum her şeye rağmen temel özelliklerini hala kaybetmemiştir. Kalesi, antik tiyatrosu, dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleion’u, Myndos Kapısı, geçmişi bugüne taşıyan kent dokusu, denizi, güneşi, doğal bitki örtüsü ile Bodrum yaşamaya değer bir cennet köşesi olma özelliğini koruyacaktır. Büyümeyi taşıyabilen coğrafyasıyla ve ruhuyla bugünlere kadar gelebilmiştir. Yarınlara varabilmesi ise bütün sevenlerinin onu daha fazla korumasına bağlıdır. Bu konuda Bodrum’u yaşam için seçmiş her bireye görevler düşmektedir. Çevremizde olup bitenlere karşı duyarsız kalmamalıyız.
 

Bodrum’u Bodrum yapan özelliklerden en göze çarpanı, mimari yapısıdır. Tüm bu gelişmenin yanında; Bodrum’a özgü yapısal değerlere, bu iklime uygun peyzaj uygulamalarına, yapı yoğunluklarına sadık kalınması Bodrum’u değerli kılan ve geleceğe taşıyan en önemli özelliklerinden birisidir. Çünkü Bodrum hala çok katlı yapıların olmadığı, hala beyaz ve taş dokunun hakimiyetinde, hala da yemyeşil bir tablo çizmektedir. Bu değerlere bağlı kalınması Bodrum’un her ne kadar büyürse büyüsün temiz, bakımlı ve doğal bir tatil kenti olarak kalmasına olanak tanıyacaktır. Özellikle son dönemde artan restorasyon çalışmaları sonucunda, çevremize yeniden yaşayan musandıralı evler, sakız evler, kule evler nostaljisiyle içimizi ısıtıyor. Yeni yapılarda da eskinin modern yorumunu görmek istiyoruz. Bunlar yapılmaya devam edildiği sürece Bodrum çok daha fazla değer kazanacaktır. Bu konuda özellikle mimarların sorumlu davranışları, bu mimari değerleri tasarımlarına başarılı şekilde yansıtabilmeleri büyük yol alınmasını sağlayacaktır.
 

Halikarnas Balıkçısı ‘Ege’de denize bırakılmış bir çiçek.’ derken ne kadar haklıdır. Bodrum’u en güzel ifadeleri onun kelimelerinden çıkagelmiştir.
 

Önce deniz başlar, sonra dağlar…’Kenti yapan mimar değil, ışıktır. Mavi gök ve mavi denizdir. Mavi ve yeşil öylesine derin ve tatlıdır ki; değil insanlar, taşları ve duvarları bile kendisine çeker.’ böyle diyor Halikarnas Balıkçısı. Ve sonra devam ediyor.’ ‘Dünyanın en güzel ve saf mavisi buradadır. Onun için bu eski Helenler Bodrum açıklarını Poseidon’a taht seçmişler. Afrodit’in bedenini ancak bu denizin köpüklerinin beyazından yaratabilmişlerdir.’


 

Başak Yalçınkaya
               Mimar