MİMARLIK’TA ORYANTALİZM
Biz mimari akımları anlatmak, belkide farklı kimliklerde
bugünün mimarisine nasıl yansıtabileceğimizi saptamak
istedik. Çünkü eski yapılanlar, teknoloji ve hayat
tarzlarıyla bütünleşerek yeni yapılanları oluşturuyor
diye düşünüyoruz. Bunu böylece kabul etmek gerekir,
çünkü kullanılmakta olan çok büyük bir mimari birikim
söz konusudur. Elbette ki bu birikimden olduğu gibi
faydalanmak yanlış olur. Alamayız da… Ancak doğru
sentezler yaratmak ve güzeli yakalamak bizim elimizde.
|
Hangi
alana ait olursa olsun, oryantalizm kavramı, uzun bir
tarihi süreç içinde oluştu. 17. yüzyıl sonundan
başlayarak Batı’nın Doğu’ya duyduğu ilgi ve merak,
paralelinde bir bilgi gereksinimi ortaya çıkardı. Doğu
Bilimi sonraki iki yüzyıl içinde görkemli bir birikim
oluşturdu. Oryantalizm’in başka bilimsel disiplinlerden
hayli farklı bir çerçevesi, içeriği ve işlevi olduğu
hemen kabul edilecektir.
|
Mimarlıkta Doğu ilgisinin 18.yüzyılda başladığı kabul
edilir. Genellikle 18.yüzyılın oryantalist fantezileri
arasında Türk usulü bahçe veya bahçede cami motifi
tasarımın en gerekli öğesiydi. Minare biçimli seyir
kuleleri, moresk pencere kemerleri,kubbeler gibi. Ana
tasarımın bu dekoratif ekleri arasında bir üslup birliği
de yoktur, kendi üsluplarından ve işlevlerinden
soyutlaştırılmış bir kullanım söz konusudur.
”Alhambra”nın sihirli dünyasını yeniden yaratmak için,
mukarmaslar, iç içe geçmiş dilimli kemerler, renkli
camlar, yüzey bezemerleri, çeşmeler, ipekli divan ve
yastıklar kısacası Doğu Sarayının her motifi
kullanılabilir. Hem de Doğu mimarlığının stilistlik
ayrımları gözetilmeden Avlu önemli bir yer taşır.
Mekanlar avlu etrafında yer alır. Avluda havuz ve zengin
peyzaj gözlenir,mermer ve alçıdan soyut süslemeler göze
çarpar, ancak bu işlemeler Helenistlik unsurları ya da
Roma unsurlarını yansıtmaz. Geçen uzun yıllar süresince,
İslam kültürü kentine özgü yapı ve süsleme unsurlarını
oluşturmuştur. Farklı fonksiyonlara bürünmüş kuleler
iklim, coğrafi durum ve bir toplumun içinde bulunduğu
psikolojik koşulların oluşturduğu özellikler sadece
yapılarını değil, bütün sanatlarını doğrudan etkiler.
Amaç Doğudan beklenen o belirsiz, sisli, masalsı imajı
sürdürmek. Bu Doğu’nun sakin, statik ve değişmez
nerdeyse tarih dışı olarak düşünüldüğünü de işaret
edebilir. Zaten kullanılan bütün Doğu öğeleri, zaman ve
gerçek yaşam bağlamından ayrılmış olarak mekanların
oluşumunda kullanılıyorlar. |