Bir önceki menüye geri dönmek için buraya tıklayın! MİMARCA


ÇEVREMİZDE KORUNACAK DEĞERLER VE DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ…

Korumanın temel sorunlarından biri neyin korunacağıdır. Bodrum’da da çeşitli sit alanları var biliyorsunuz. Sit ve anıt kavramları hakkında bildiklerimiz çevremizdeki değerlere olan bakış açımızı da etkileyecektir.
 

Korunacak özellikleri bulunan doğal, insan yapısı ya da ikisinin ortak ürünü olan alanlara sit diyoruz. Çok eski tarihlerden günümüze ulaşan seçkin dini yapılar, mezar anıtları yada işlevsel binalar, bugün dünya mimari mirasının örnekleri olarak korumaya değer bulunmaktadır.
 

Resim, heykel, ikona, seramik kaplar, çini, cam, dokumalar, mobilyalar, el yazması kitap gibi taşınabilir sanat eserleri ve belgeleri müzelerde yada özel koleksiyonlarda saklanır. Bunların yanında yıkılan bir konağın kapısı, tavanları, yok olan bir hamamın kurnaları, havuzuda bu anlamda taşınır kültür varlığı olabilir.
 

Taşınmaz kültür varlıkları anıtlar ve sitlerdir. Tek yapıdan daha geniş sınırlara doğru geliştirilen anıt kavramı, birçok anıt ve kentsel dokuyu içerdiğinde kavram olarak sit deyiminin kullanılması uygundur. Doğal anıtlar; peri bacaları, kanyonlar, mağaralar gibi jeolojik oluşumları, şelale, krater gölü gibi su öğelerinin çevreye kattığı özel, olağan dışı biçim ve mekan zenginlikleri yada ender ağaç türlerinden oluşan ormanlar olabilir.
 

Sitlerse özelliklerine göre doğal, tarihi, arkeolojik, kentsel, kırsal ve karmaşık olarak sınıflandırılabilir.
 

Doğal oluşumları, ya da insan eliyle yapılan düzenlemeleri sonucu korunacak değere sahip olan doğa parçaları doğal sittir. Bir doğa parçasının, bitki örtüsünün yada orada yaşayan hayvanların özel niteliği, o yerin doğal sit olarak korunmasını etkilemektedir. Antalya Köprülü Kanyon, Manyas gölü, Göreme gibi…
 

Önemli bir tarihi olayla ilgili olan, ya da önemli tarihi olayların geçtiği yerler tarihi sit alanlarıdır. Çanakkale boğazı, Gelibolu yarımadası, Kocatepe gibi…

Tarih öncesinden Endüstri Devrimi sonrasına kadar ki döneme ait kalıntıların bulunduğu alanlar arkeolojik site girer.
 

Eski kentlerin uyumlu düzenini, mimari bütünlüğünü, donatılarını koruyabilmiş, sokaklar, mahalleler, alanlar kentsel sit olarak tanımlanmaktadır.
 

Yerleşme düzeni ve boyutları, dokuyu oluşturulan yapıların türü ve yapım tekniği, malzemesiyle köy, bağ, yazlık niteliği taşıyan yerler kırsal sit alanıdır.

Ve en az iki ayrı sit özelliğini üzerlerinde taşıyan alanlar karmaşık sit sayılmaktadır. Pamukkale, İstanbul gibi…
 

Geçmişten kalan izlerin tümünün gelecek kuşaklara aktarılması mümkün değildir. Ülkenin ekonomik kaynakları böyle bir çabayı desteklemek için yeterli olamamaktadır.
 

Bu nedenle, uygulamada öncelikle korunması gerekli, vazgeçilmez, ya da korunması rastlantılara bırakmayacak anıtların seçimine yardımcı olabilecek ölçütlerden yararlanılmaktadır.
 

Koruma kararı; bir yapının, tarihi belge niteliği, eskilik özelliği ve estetik değer yönlerinden sahip olduğu öneme bağlı olarak alınmaktadır.
 

Tüm anıtların ve sit alanlarının korunmasına ve restorasyonuna yeterli önem ve öncelik verilmeli, hepimiz elimizden geldiğince destek olabilmeliyiz…


 

Başak Yalçınkaya
Mimar